Niyazi Mısri Malatyalı tasavvuf şairi Aspuzu şiiri

Niyazi Mısri, 1618-1694
17. yüzyıl tasavvuf şairi.
Niyazi Mısri Malatya’da doğdu. Eğitimine doğduğu şehirde başladı ve Diyarbakır. Mardin,  Bağdat, Kerbela ve Mısır’da tamamladı, İstanbul’a geldi, ardından tekrar Anadolu’ya döndü. Bursa’ya yerleşerek kendi yandaşlarım eğitmeye başladı (1670).

Yönetim tarafından bir kez Rodos’a, iki kez de Limni’ye sürüldü.
Aruz ölçüleriyle yazdığı şiirlerde Fuzuli ve Nesimi’ye yakın bir üslup geliştirdi. Hece ölçüsünde yazdığı şiirlerde ise Yunus Emre çizgisine yaklaştı.
Divanı Maarif Kitaphanesi tarafından basıldı: Tam ve Tekmil Niyazi Divanı (1974). Süleyman Ateş ise İrfan Sofraları adlı eserini yayımladı.
 www.sevgibahcesi.com 

GAZEL                                                                  Niyazi mısri 

Barekallah gülüstan-ıbülbülandı Aspuzu
Cenneti tezkir eder ali mekandır Aspuzu

Mu’tedil abü heva hemmüctemi’enva-ı zevk
Mecma-ıbezm-isefa-yı arifandır Aspuzu

Âb-ıhayvanı beğenmez hasletinden Dir Mesih
Aktığınca sanki bir ruh-i revandır Aspuzu

Câme-i hadrasın ayyâm-ı rebi’de kim giyer
Şüphesiz menzilgeh-i Hızr-ı zamandır Aspuzu

Her taraf pür meyve-i şirin leb-i dilber misal
Yeşil atlasla donanmış nevcivandır Aspuzu

Bâ medad Elmasu üzre nakşolur ebyat-ı sürh
Lâcerem sun’-i hüda’ya bir beyandır Aspuzu

Ol sebepten ehl-i pür-akl ü zeka vü ma’rifet
Mahzen-i ehl-i ulûm-i Kamilandır Aspuzu

Cenneti min tahtihel enhâr-ı tecri dens hûb 
Hazihi cennât-i adninden nişandır Aspuzu

Ey Niyâzi ger dokumayaydı hiç bad-ı fenâ
Kim demezdi ana firdevs-i cinandır Aspuzu

Şiirlerde Malatya antoloji Mustafa kuşçuoğlu.

Niyazi Mısri nin bir başka şiiri

Dermân arardım derdime
Derdim bana dermân imiş.
Burhân arardım kendime
Aslım bana burhân imiş.

Sağım solum gözler idim
Dost yüzünü görsem deyü
Taşralarda arar idim
Ol cân içinde cân imiş.

Öyle sanırdın ayrıyım
Dost gayrıdır ben gayrıyım
Benden görüp işiteni
Bildim ki o cânan imiş.

 Savm u selât u hacc ile
Sanma biter zâhid işin
İnsân-ı kâmil olmağa
Lâzım olan irfan imiş.

Kandan gelir yolun senin
Ya nereye vârır menzilin
Nerden gelip gittiğini
Anlamayan hayvân imiş.
Mürşid gerektir bildire
Hakk’a sana hakk-al-yakîn
Mürşidlî olmayanların
Bildikleri günam imiş.

Her mürşide verme gönül
Yolunu sarpa uğratır
Mürşidi kâmil olanın
Gayet yolu âsan imiş.

İşit Niyâzî’nin sözün
Gizlemez aslâ Hak yüzün
Hak’dan ıyan bir nesne yok
Gözsüzlere pinhan imiş.

Yorum bırakın

Filed under Genel

Yorum bırakın