Etek Sarı Malatya Türküsü

Etek sarı Malatya Türküsünü, İbrahim Tatlı sesin okuduğu tarzda  Siteye koymuştum,güftede geçen Sarısın,Karısın gibi kelimeleri ibrahim tatlısesin Sarısan Karısan biçiminde değiştirerek okuduğunu söyleyerek doğrusunun çarpıtıldığını bana yazdılar .doğrusunun siteye konmasını uygun buldum.Zaranın okuduğu videoyu Bayram Durmuş Göndermiş Teşekkür ediyorum ve yayımlıyorum.

Malatyalı ressam Sadık kınıkoğlu Salı Toplantımızda.

Hayatı

KADIKÖY TOPLANTILARI

MALATYA KÜLTÜRÜNÜN TEMSİLCİLERİ
Necati Güngör

Üç yıldan beri, İstanbul Kadıköy’de, Nâzım Kültür Evi’nde, Malatya kültürünün temsilcileri düzenli biçimde her salı günü bir araya geliyor.  Malatya’ya ilişkin hemen her konunun konuşulduğu bu toplantıların sürekli üyeleri; Sami Fenercioğlu, Mehmet Ergönül, Nihat Yeşilışık, Mustafa Kuşçuoğlu, Adnan Işık, Mehmet Işık, Necati Güngör, Bayram Durmuş, Mahmut Taner, Sahir Abacı gibi adlardan oluşuyor.  Gruba zaman zaman Nihat Eyupoğlu, Nihat ve Sadık Kınıkoğlu kardeşler de katılıyor. Malatya’nın değişik dönemlerini, değişik semtlerinde yaşamış bu kişilerin anıları, gözlemleri, yorumları birbirini bütünleyerek tadına doyulmaz nitelikte nostaljik söyleşileri beraberinde getiriyor.  Ancak söyleşilerin konusu, adı geçen kişilerle de sınırlı değil elbet; anneler, babalar, nineler, dedeler, akrabalar, komşular, mahalle ve okul arkadaşları, öğretmenler, iş arkadaşları, çarşı pazar esnafı, kadim zamanlarda yaşamış Malatya’nın tipik şahsiyetleri yerlerini alır. Eski günlerin harmanı savrulurken Malatya’nın tarihi konuşulur, mahalle hayatı, çocuk oyunları, okul sıralarında geçen günler, baba-oğul ilişkileri, ilk gençlik çağının aşkları, kolan vurulan caddeler, sokaklar, sinemalar, kahveler, işhanları, çarşılar, yerel dile özgü deyim ve atasözleri, mahalle arsalarından futbol stadyumuna uzanan “top oynama” serüvenleri, su kıyılarından içkili lokantalara uzanan eğlenceler, eski düğünler, eski ramazanlar, eski bayramlar, dolap yeri, Kanalboyu, eski zaman satıcıları, parklar, Cumhuriyet sonrasında yapılan binalar, hamam anıları, geleneksel Malatya evleri, alanları süsleyen heykeller, gelmiş geçmiş valiler, memurlar, yargıçlar, devlet daireleri, bankalar, çocuk terbiyesi…  ve pek tabii olarak,  vaktiyle anaların elleriyle kotarılmış Malatya yemekleri, tandır ekmeği, Malatya peyniri, kayısı türleri… Akla geldik gelmedik her şey, her konu konuşulur, özlem yüklü saatler yaşanır.

Kadim zamanların Sancaktar Mahallesi’nden sorumlu Sami Fenercioğlu’nun sağlığı el verip de toplantılara gelmişse, bu, herkes için ayrıca bir sevinç nedeni olur. Cep telefonları ve bilgisayarlardan sorumlu Bayram Durmuş, teknolojiyle başı dertte olanların imdadına yetişir. Ressam, şair Mehmet Ergnül’ün biraz erkence eve dönme kaygıları, belli bilersiz bir burukluk yaratır. Malatya’nın folklor ve dil sorumlusu Mustafa Kuşçuoğlu’nun biraz sıkça kullandığı “doktora görünme” mazereti, “kendini fazla dinlediği” kuşkusuna yol açar. Toplantılarda yenilip içilen şeylerin faturalarının gönüllü sorumlusu Nihat Yeşilışık, Salı günlerinin en sadık üyesidir. Mahmut Taner, sohbetlerin lezzetini paylaşmak için ta Tarabya’dan kalkıp Kadıköy’e gelir. Mehmet Işık, grubun en fazla yayın izleyen, hoşuna giden yazı ve şiirleri arkadaşlarıyla paylaşmayı seven bir üyedir. Galatasaray’la ilgili en güncel haberleri Adnan Işık’tan almak mümkündür. Arada bir gelen Nihat Eyüpoğlu, geniş akraba yelpazesi anılarıyla toplantılara ayrı bir renk katar. Grubun en genç üyesi ressam Sahir Abacı, çocukluğunun geçtiği Tecde’nin kiraz bahçelerinden, gümüş derelerinden söz ederek özlem giderir.
Salı toplantılarını fotoğraflarıyla belgeleyen KADİR İNCESU da, Malatya’nın adı gibi ince bir evladıdır.

Kısacası, her salı günü, Kadıköy’de Malatya konuşulur, Malatya’da bırakılmış çocukluk ve gençlik günlerine gidilir, sonra geri dönülür.

GÜLE GÜLE RENKLİ SİNEMA

GÜLE GÜLE RENKLİ SİNEMA!

Necati Güngör

Malatya hızlı bir değişim içinde. Hiçbir şey bıraktığımız yerde durmuyor; duramaz… Değişim bir doğa yasasıdır. Aynı nehirde iki kez yıkanamazsınız demiş bir düşünür. Nehrin suları durduğu yerde durmaz çünkü, sürekli akar. İnsan hayatı da öyle, toplum hayatı da; sürekli akar, akar.

Dünya bir değişim içindeyken Malatya, koyduğumuz yerde durur mu? Elbet o da değişecektir. Ama, nasıl bir değişim bu? Zurnanın zırt dediği yer burası! Nasıl bir değişim? Bütün bir kent halkının, kuşaklar boyu insanların anılarını taşıyan birtakım varlıklar yer ile yeksan edilip, yerine yalnızca vahşi bir aç gözlülüğün simgesi olan parayı, vandal bir yıkım tutkusunun yapsatçılığını koyarsanız, bu elbette duyarlı kalplerde kanamalara yol açar… Yok olan yalnızca bir bina, yalnızca bir ev, bir bahçe ya da bir sokak değildir… Yok olan çocukluğumuz, ilk gençlik yıllarımız, geçmişimiz, anılarımız, kültürümüzdür; bizi biz yapan değerlerdir ki, içgüdüsü parayla beslenenler bunu anlayamaz! Kültürü, dili bu kentte mayalanmamış olanlar asla bunu bilemez!

Eski saman pazarından Kışla caddesinin görünüşü 1934 Malatya

 

Malatyada Emeniler,toplumun mozayiği.

Malatyada vilayetin önderliğinde ,Taşaron Klisesinin onarımına başlandığına dair haberleri okuyunca mutlu oldum.
Asırlar boyu bir arada ,uygarca,yaşamış olduğumuz Ermenilerin,haklı veya haksız  nedenlerle tehcire tabi tutulmaları
elbette büyük Şok yaşanmasına sebep olmuştur.
Aradan geçen zaman içerisiinde, olayları kaşımadan sessizliğe bırakarak unutmaya çalışmak,her iki toplum için de en uygun
davranış biçimi olacağı kanısındayım.
Fotoğraf:sayın Bayram Durmuş tarafından gönderilmiştir.

 

 

 

 

Malatya da bir binanın Özgeçmişi

Binalarda canlılar gibi ,bir sebeple var oluyorlar ,günün şartlarına göre değişik kişilere topluluklara hizmet verip yok oluyorlar.

Tıpkı aşağıda fotoğrafını iliştirdiğim zamanımızın Sinama binası gibi.

Binanın Arsası 1800 lü yılların sonunda Azizler sokağında yaşamını sürdüren Barutçulara ait (Akbarut) miras yoluyla Memet Efendiye Düşüyor Otarihlarde orası tarladır.Memet efendi kandisine ev yaptırmak isterken evi tamamlayamadan vefat ediyor ben yapılmak istenen evin azizler sokağına bakan tarafındakı harap olmuş duvarını hatırlıyorum.Bu arada burası el değiştiriyor ve Karakaşlılar ailesine geçiyor,Fotoğraftaki binanı kimler tarafından yaptırıldığını bilmiyorum,soruşturmalarımın sonunda bu binanın Postahane ,Kapalı saz salonu

olarak fenercizade Şevket efendi tarafından bir süre çalıştırıldığı bilahare Maliye binası ,Sanat okulu ,Sinama olarak hizmet verdiğini biliyoruz sıralamada farklılık olabilir.bu gün binanın yerine alış veriş hizmeti veren yeni bir bina yapıldığını duydum.yani resim deki bina artık yok.

ESKİ FOTOĞRAF MALATYA ORDUZU 1935

Fotoğraf  12/ocak/1935 tarihinde çekilmiş

Yer Orduzu Malatya

Arabanın modeli dikkat çekici kapısı önden arkaya açılıyor hava soğuk,kar yok,insanların kıyafetleride dikkata değer acaba malatyalı hangi terzi dikmiş olabilir.benim bildiğim orduzu böyle çorak olamaz kış görüntüsünden alsa gerek

Malatya Duaları

Sn Necati Güngör Malatyada ötedenberi söylenen Duaları Sizlerle paylaşmak için hazırlayıp göndermiş
Kendisine teşekkür ediyorum
MALATYA DİLİNDEKİ DUA SÖZLERİ
Derleyen: Necati Güngör

Hayırlı günler göresin çağam.
Daim bugünlere çıkasın.
Daim bugünleri göresin.
Ellerin dert görmeye.
El öpenlerin çok ola.
Eyilere duş gelesin. (İyilere rastlayasın.)
Eyilik bulasın.
Hızır yoldaşın ola.

MALATYADA KIŞ VE GENÇLERİN OYNADIĞI OYUNLAR

MALATYADA KIŞ

Aziz azmi Fenercioğlu Yazdı
Bölüm 5

O yıl kışı sert geçeceğini Emine bacı şöyle anlatıyordu,Bakın kavaklar yapraklarını  alt dallarından dökmeye başladı,Leylekler erkenden yuvalarını terketti

Gerçektende oyıl kış çok erken geldi damlardaki Çortunlar (oluklar) dan ve saçaklardan Arşın boyu buzlar oluştu yaşlılar evlarda ocak başlarından çıkamaz iken gençler için eğlence kaynağı olmuştu meydanlarda göllenen sular donmuş çocuklar donmuş olan bu su birikintileri üzerinde kayıyorlardı Şehirde arasa meydanında gençler mahalleler arası  buzda kayma yarışmaları yapıyorlardı.Arasa meydanındaki müsabakaları  toplanan şehir halkı izler galip gelenleri alkışlarlardı. Arasa meydanına civar köylerden köylüler Develerle zahire getirlerdiKışın kızışan develer ağızlarından köpükler saçarak sağa sola saldırır halk önünden kaçışını deveciler develeri zorlukla zapteder develeri kızdıran halka  küfürler eder  halkda bu şekilde güler eğlenirdi